Yaşam Notlarım'a Hoş Geldiniz.



2 Aralık 2009 Çarşamba

Siesta/ Nam-ı diğer Öğle Uykusu

Küçükken, öğle yemeğinin ardından, uyanınca çeşitli isteklerimin yerine getirileceği vaat edilerek, zorla yatağa gönderilirdim. Yıllar sonra kardeşim de bu uygulamaya dahil edilip birlikte uyumamız istendiğinde, büyüklerin odamızdan çıkmasını beklediğimizi, sonra da sessizce eğlendiğimizi ve bazen de eğlencenin ortasında uyuyakaldığımızı ya da eğlencenin dozunu arttırıp uyumadığımızın ortaya çıktığını hatırlıyorum. (evet, hayat kardeşlerle daha eğlencelidir)

O yıllarda, özellikle de henüz kardeşim yokken, çok da hevesle karşılamadığım bu uygulamayı iş hayatına girdikten sonra mumla aramaya başladım.

Şimdilerde, öğle uykusunda bana yakalananlar….

Ayvalık’ta sıcak bir Ağustos öğleni;

Cunda Adası’nda serin bir eşikte, patileri aşağı sarkıtarak;

Ortaköy’de entel bir uyku;

İzmir/Asansör’ün civarındaki bir apartmanın girişinde, başını serin taşa yaslayarak;

Soğuk bir günde çatının üzerinde;

Boğaz’da, ılık deniz havasına karşı;

Ağva’da ahşap iskelenin üzerinde;

Ve nedense ağaç tepesinde;


Küçüklerin hoşuna gitmeyecek not: Uzmanlar, öğle uykusunun her yaş grubu için farklı faydaları olduğunu, çocukların günde 1-2 saat, erişkinlerin ise en az 15-20 dakika öğle uykusuna ihtiyaçları bulunduğunu, ancak gece uyumakta zorluk çekenlerin öğle uykusundan uzak durması gerektiğini söylüyor. Yani, küçükleri uyutmaya devam !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Zirve100 Site istatistikleri
Zirve100 Sayac