Yaşam Notlarım'a Hoş Geldiniz.



12 Ocak 2010 Salı

İznik Gezisi

Bursa’nın İznik ilçesi, İstanbul’a yakınlığı nedeniyle, özellikle günübirlik geziler için bence çok uygun. İznik’e gitmek için, Yalova-Bursa otoyolunu kullanmanız, Orhangazi’ye geldiğinizde İznik levhalarını takip etmeniz yeterli olacaktır.

Helenistik çağ, Roma, Bizans, Osmanlı dönemlerine ilişkin eserler barındıran ve yüzyıllardır insanoğluna ev sahipliği yapan İznik’e “açık hava müzesi” denebilir.

İznik, Hıristiyan’lar için de önemli bir şehirdir. Çünkü İmparator 1. Constantinus devrinde, Hıristiyanlığın serbest bir inanç olarak devletçe resmen tanınmasında önemli bir olaya ev sahipliği yapmıştır. Kilise hakkında alınacak kararları görüşmek üzere üçyüzden fazla ileri gelen din adamı, MS 325 yılında İznik’te bulunan Senato Sarayında 1. Konsil İmparator Costantinus’un da katılımı ile toplanarak, Hıristiyanlıkla ilgili yortu günlerini ve 20 maddelik kanun metnini kabul etmiştir. 787 yılında ise İznik Ayasofya’sında 2. Konsil toplanmıştır. Toplantıların yapıldığı yerlerin kalıntıları maalesef günümüze pek ulaşmamıştır.

Şehrin dört bir yanı tarihi Bizans surları ile çevrilidir. Bu surlar ve şehrin o dönemki giriş kapıları, kısmen ayaktadır. Birçok kaynağa göre, surlarla çevrili bölgenin haç şeklinde kesen dört kapısı dört incili, 12 ara kapısı da 12 havariyi simgelemektedir.

Osmanlı döneminde çinileri ile ün salan İznik, Bizans döneminde de oldukça gelişmiş çanak çömlek sanayine sahipmiş.

İznik, Selçuklular ve Osmanlılar zamanında başkent de olmuştur.


İznik çinisi, 14. yüzyılın ortalarından 17. yüzyılın sonlarına dek İznik’te üretilmiştir. Bilinen en eski İznik çinileri kırmızı hamurludur ve rehberimizin ifadesine göre o dönemde kullanılan kırmızı hamurun formülü sır olarak saklandığından, günümüzde, yüksek teknolojiye rağmen bu sır çözülememiş, o tonda çini üretilemez olmuştur.

İznik Müzesi (Nilüfer Hatun imareti), 1388 yılında 1. Murat tarafından annesi Nilüfer Hatun adına yaptırılmıştır. Türkiye’nin en iyi 10 küçük müzesi arasında sayılmaktadır. Müze bahçesinde, Yunan, Roma, Bizans, Türk dönemlerine ait sütun başları, lahitler, kabartmalar, kitabeler sergilenmektedir. İç kısmında ise, seramik eserler, ziynet eşyaları, sikkeler, 14-15-16 yüzyıl İznik çinileri görülebilir.

Yeşil Cami, Osmanlı mimarisinin en önemli yapılarından biridir. Tek kubbelidir. Bizim ziyaretimiz Mayıs ayına denk gelmişti ve kubbenin üzerinde leylek yuvası gördüğümüzü hatırlıyorum. Demek ki burası, leyleklerin göç yolu üzerinde.

İznik, adını hemen yanı başındaki İznik gölünden almaktadır. Göl, elips şeklinde olup, ülkemizdeki en güzel gün batımlarından birine sahne olduğu söylenmektedir.

İznik geziniz sırasında, dilerseniz çini atölyelerinden alışveriş yapabilir, göl kıyısındaki lokantalarda, sazan balığı yiyebilirsiniz.

Kendi adıma, İznik’e tekrar ve yeni fotoğraf makinemle gitmek için sabırsızlanıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Zirve100 Site istatistikleri
Zirve100 Sayac