Yaşam Notlarım'a Hoş Geldiniz.



4 Nisan 2010 Pazar

Emirgan Korusu


Emirgan Korusu, İstanbul’da en sevdiğim yeşil alanlardan biri. Belki küçüklüğümden beri gittiğim, güzel hatıralarımı barındırdığı için, belki her gidişimde sincapları gördüğüm için, belki de doğayla iç içe olmayı sevdiğim için…. Ya da tüm bu saydıklarım yüzünden, vazgeçilmezlerim arasında.


Emirgan Korusundaki tarihi köşkler Turing Otomobil Kurumu’nun işletmesindeyken neredeyse her Pazar, oda konserlerine giderdim ailemle. O zamanlar ilkokuldaydım ama yine de sıkılmaz, klasik müzik konserlerini ilgiyle dinler, sonrasında bahçede ya da kapalı alanda bir şeyler yemeyi ve eğer mevsim müsaitse sincapları görmeyi beklerdim. Kardeşim de bizimle gelir miydi hatırlamıyorum ama sanırım gelirdi, çünkü annem ikimizi hiçbir zaman ayırmamaya özen gösterirdi.


Bir süredir köşkler, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin işletmesinde ve artık bahsettiğim konserler düzenlenmiyor. Emirgan Korusu son birkaç yıldır Lale Festivaline ev sahipliği yapıyor. Evet rengarenk laleleri görmek çok güzel, ama ben, bu festivali gereksiz bir israf olarak görüyorum ve biraz Lale Devrine benzetiyorum. Çünkü korudan çıkıp sahile indiğinizde simit alacak parası olmayan birçok İstanbul’lu ile karşılaşıyorsunuz. Bence, ülke olarak refah seviyemiz yükseldiğinde böyle festivallere bütçe ayırmamız daha doğru. Neyse….


Geçenlerde, havanın güzel olmasını fırsat bilip, bahara "hoş geldin" demek ve ağaçlar tamamen yapraklara bürünmeden bir kez daha sincapları görmek için Emirgan Korusu’na gittik.


Hava harikaydı, resmen bahar kokuyordu…. Koru da öyle… yavaş yavaş yeşillenmeye başlamış ağaçlar, dikilmiş ya da kendiliğinden açmış çiçekler ve kuş sesleri bizi karşıladı. Önce sen mi göreceksin ben mi göreceğim derken, yine eşim gördü ilk sincabı. Oysa Emirgan Korusuna ilk gidişimizde inanmamıştı orada sincapların yaşadığına, Köşk’te bir çayına bahse girmiştik ve tabii ben kazanmıştım…. O gün bugündür koruya girdiğimizde ilk sincabı hep eşim görür…


Biraz da tarihinden bahsetmek gerekirse, Sultan Abdülaziz tarafından Mısır Hıdivi İsmail Paşa’ya verilmiş koruluğa, 1871- 1878 yılları arasında üç köşk ve köşklere ait bahçeler yapılmıştır. Bu köşkler sarı, pembe ve beyaz olarak anılmaktadır.


Beyaz köşk yukarıda anlattığım konserlerin düzenlendiği köşktür, şu an sanırım kullanılmıyor. Sarı köşk ise, kahvaltı edip yemek yiyebileceğiniz bir mekan. Ayrıca sarı köşke çıkarken minik bir gölet ve göletin içerisinde sevimli ördekler var. Dilerseniz göletin kenarındaki banklarda dinlenip güneşin tadını çıkarabilirsiniz.


Naçizane tavsiyem, kalabalığa kalmadan erken saatte gidip dönmeniz. Aksi halde, özellikle hafta sonları adım atacak yer olmadığı gibi, kalabalıktan doğayı hissedemeyebilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Zirve100 Site istatistikleri
Zirve100 Sayac