Yaşam Notlarım'a Hoş Geldiniz.



17 Haziran 2013 Pazartesi

Doktor Civanım

Geçirdiğimiz korkunç hafta sonundan sonra ne yazacak ne düşünecek ne üretecek takatım kalmadı desem abartmış olmam. Evde 2,5 yaş sendromu tavan yapmış Defne, sokakta 2,5 yaş sendromundan çıkamamış koca koca adamların idaresinde haksız, hukuksuz muamelelere maruz kalmak.... Vallahi de tallahi de kaçacak delik yok. Hoş, kaçmaya niyetim de yok. Hepsi geçecek, bitecek biliyorum ama bilmediğim tek şey sonunda iyilik ve doğruluk mu kazanacak yoksa kötülük ve yanlış mı?

Basından ve doktor arkadaşlarımdan takip ettiğim kadarıyla Gezi direnişçilerine tıbbi yardımda bulunan doktorlar her manada zorluk içindeler. Önce fişlendiler (hangi doktorlar yardım etti), sonra sorgulandılar (neden yardım ettiniz) ve şimdi fişlemek için (kimlere yardım ettiniz) kullanılmak isteniyorlar.

Oysa bir doktor kolay mı yetişiyor? Marmara Hukuk binasında tıp öğrencileriyle aynı çatı altındaydık. Her ikimizin fakülteleri, dersleri ve koşulları o kadar ağırdı ki. Kampüsümüz belki de en çok bu yüzden sessizdi, koca koca kitaplar, okunması gereken akılda tutulması gereken milyon şey, sonsuz emek, bunca yükün altında ezilen gencecik bedenler ve ruhlar.....

Doktor akrabalarımdan ve yakın arkadaşlarımdan da dinledim, pek çok şeyi gördüm, ellerine yapışık gibi duran telefonlarını, çağrı cihazlarını. Gece gündüz dinlemeden, uzak yakın demeden, özveriyle ve sevgiyle mesleklerini nasıl yaptıklarını.

"Gezi müdahalesinde görev yapan doktorlar" diye bir tanım yapmak bana garip geliyor. Çünkü doktor bu, her zaman her yerde her koşulda "doktor". Görevi, mesleği, sevdiği ve istediği iş insanları iyileştirmek, onlara sağlık kazandırmak.

Yeminle mesleğe adım atan iki grup vardır. Avukatlar ve doktorlar. Hayatın da garip bir cilvesidir ki, hukuk ve tıp herkes için, her zaman, her yerde, koşullar ne olursa olsun hava gibi, su gibi gerekli, hayati ihtiyaçlardır. Zengin de olsanız, fakir de olsanız, bebek de olsanız yüz yaşına da basmış olsanız, renginiz, diliniz, dininiz ne olursa olsun hukuk da tıp da size gereklidir. Bu gerçeği kimse inkar edemez, işte bu yüzden bu mesleği icra eden kimselerin, "insan ayrımı" yapmamaları esastır ve işte bu yüzden yemin ederler. Ha uygulamada nasıl olur, orası ayrıdır, zira her kalp iyi-güzel ve doğru atmaz. Bu insanlar da doktor ya da avukat diye "melek" değildirler. Ama yeminine bağlı, kalbi güzellik için atanlar için durum çok farklıdır.

Duymak isteyenler için doktorların ettiği hipokrat yemini aşağıda. Kaynağı çok sevdiğim wikipedia.  

"Tıp fakültesinden aldığım bu diplomanın bana kazandırdığı hak ve yetkileri kötüye kullanmayacağıma, hayatımı insanlık hizmetlerine adayacağıma, insan hayatına mutlak surette saygı göstereceğime ve bilgilerimi insanlık aleyhinde kullanmayacağıma, mesleğim dolayısıyla öğrendiğim sırları saklayacağıma, hocalarıma ve meslektaşlarıma saygı göstereceğime din, milliyet, cinsiyet, ırk ve parti farklarının görevimle vicdanım arasına girmesine izin vermeyeceğime, mesleğimi dürüstlük ve onurla yapacağıma, namusum ve şerefim üzerine yemin ederim."


Bugün, yapılan uygulamalarla bu yemini çiğnetmek isteyenlere lanetler okuyorum.... ve diyorum ki bir gün, elbet bir gün tıp ve hukuk size de gerekecek. İşte o zaman inandığım Allah, sonsuz adaletini üzerinizden eksik etmesin.... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Zirve100 Site istatistikleri
Zirve100 Sayac