Yaşam Notlarım'a Hoş Geldiniz.



10 Haziran 2013 Pazartesi

"Gezi"deydik

Dün öğle uykusunda, kayınvalidem Defne'ye gözkulak olurken biz de eşimle Taksim'e gittik. Günlerdir okuduklarımızı, birinci ağızdan dinlediklerimizi, haber programlarında seyrettiklerimizi bir de kendi gözlerimizle canlı canlı görelim, algılayalım, havayı koklayalım istedik. Üstelik saat 14'te başlayacak olan mitingin en azından bir kısmına katılmak istedik.

Protesto gösterilerinin başladığı ilk cumartesiden farklı olarak metroyla Taksim'e kadar gidebildik. Taksim Meydan'ına çıktığımızda bizi herzamankindan farklı bir manzara karşıladı.  

Ah AKM, vah AKM. İsmi Atatürk Kültür Merkezi olduğundan mı, sanat merkezi olduğundan mı, ne amaçla bilemiyorum viraneye çevrilmiş bir sanat merkezi.... Sözün bittiği, gözlerimin buğulandığı yer. Rahmetli anneciğim az mı götüdü bizi buraya? Konserleri, bale gösterilerini, tiyatro oyunlarını az mı dinledik, seyrettik. Neden elimizden alındı bu sevgimiz, neden bize çok görüldü bilemiyorum. Bilet gişesinde dakikalarca beklediğimiz, arkadaşlarımızı fuayede gözlediğimiz, bir çok güzel anımı barındıran şimdilerin metruk, kaderine terk edilmiş binası.... Kimse demesin daha iyisini yapacağız diye... AKM kaç yıldır bu halde hatırlamıyorum bile....

İlk etapta Gümüşsuyu'na doğru yürüdük. Neredeyse her yerde sloganlar yazılı. Yaratıcılık ön safta. Barikatlar da kurulmuş, böyle rahat rahat, turist gibi gezindiğimize bakmamak lazım daha birkaç gece evvel buraları savaş alanı gibiydi, gördük, izledik, dinledik yaşananları....

Gümüşsuyundan sonra Gezi Parkı'nın içine yöneldik. Her yer çadır, kalabalık, revir/kütüphane/mutfak herşey ama herşey var. Yatılı kalanların çoğu genç, üniversite öğrencisi. Kimi uyukluyor, kimi kitabını okuyor.
Yazılabilen her yerde yine sloganlar var. Bizim gittiğimiz saatte, ölen göstericilerden birinn adna ağaç dikiliyordu. Atılacak toprakları da sembolik olarak sanki Türkiye'nin her ilinden getirilmiş gibi tek tek saksılara koymuşlar, bana çok dokunaklı geldi. Anıtkabir'de Atatürk'ün mozalesinin oda kısmı -ki burası özel izinle gezilebilir- işte böyledir. Her ilden bir avuç toprak getirilmiştir. Barış ve dayanışmanın sembolü olsun diye sanırım....
İsteyene kiralık çadır bile var. Tek koşul "ciddi düşünmek" olmalı...

Gezi'den sonra meydana ve oradan da İstiklal caddesine geçtik. Meydan daha da kalabalıklaşmıştı çünkü miting saati yaklaşıyordu. Anıt da duruma uygun şekilde bayraklarla donatılmıştı.

Söylenenin aksine, yağma yoktu. Caddede tüm dükkanlar, restoranlar, kafeler açıktı. Turistler istedikleri gibi geziniyorlardı. Aşağıda Arap kadınlarını görüyorsunuz, o sırada yaklaşmakta olan göstericileri fotoğraflıyorlar.

Onca kalabalık onca farklı görüş onca farklı insan nasıl oluyor da kavga etmiyorlar anlam veremedim. Yeri geldi sırt sırta yürüdük insanlarla, yeri geldi sloganlar atıldı, alkışlar yapıldı ama kimse kimseye müdahale etmedi. Herkes birbirine saygılı davrandı, nerede durması gerektiğini bildi. Sataşma, sarkıntılık, söz atma vs hiçbir şey olmadı. Üstelik ortada hiçbir kolluk kuvveti de yoktu. Bu size de garip gelmiyor mu? Demek istesek birlikte huzur ve mutluluk içinde yaşayabilirmişiz, ben bunu gördüm, anladım. Bizlerin politikacılara değil, insanını seven, vatanına aşık liderlere ihtiyacı var bence. Bizi, bizim için yönetecek, bize bizim için yön verecek insanlara yani...


Pankartta AVM tipi kent istemiyoruz denmiş ya, işte tam bana göre bir slogan bu. Plazalardan, yüksek binalardan ve oraların "ev gibi" gösterilmesinden hoşlanmıyorum. Daha bizbize, daha sıcak, daha sevimli yaşamlardan ve doğadan hoşlanıyorum. Üstüste binalar, bina gölgelerinin altında yaşamak bana göre değil. "E o zaman al başını Anadolu'ya git" diyorsunuz belki, ama bence İstanbul'daki kalan yeşili kaybetmemek de yeterli olabilir.

İstiklal Caddesini tünele kadar yürüdük eşimle. Bazı bazı gruplarla karşılaştık, slogan attık, ellerimizi çırptık, marş söyledik. Sayı veremeyeceğim ama hayli kalabalıktı. Çoluk çocuk, genç yaşlı, kadın erkek birçok İstanbul'lu gelmişti buraya. Kimileri 6-7 aylık bebeklerini bile getirmişlerdi, pusette uyuklayan, pusetten inmek için huysuzluk yapan afacan sayısı da az değildi hani...

Pazar günü görüp duyduklarım bana, halkın isterse birarada olabileceğini, ortak paydada buluşabileceğini anlattı. "Gezi'deki ağaçlar" için başlayan bu protestoların, hiçbir siyasi görüş, ideoloji ön planda olmaksızın devam etmesini ve barışçı yollarda son bulmasını diliyorum. sonuçta hepimiz insanız, hepimiz provake edilebiliriz. Aman dikkat diyorum, hepimiz kardeşiz, 80 öncesine dönmek hepimizin sonu diyorum.

Bu postumla ilgili olmamakla birlikte dünden beri boynum bükük, içim kötü. Çünkü başbakan her fırsatta kötü sözler söylemeye devam ediyor. Bunca yıl arkadaşlarımdan, ailemden, kocamdan duymadığım sözleri ve tehditleri işitiyorum kendisinden. "Ayyaş", "çapulcu", "haddini bilmez", "senin dilinden konuşmayı da biliriz" ... vs vs hatırlamak istemediğim onca söz beni de muhatap alıyor..... Bir insanın bir başka insana hakaret etme özgürlüğü yoktur, ceza yasasına göre de suç işlemektedir aslında, ama gelgelelim milletvekili dokunulmazlığı var ya, hani gelmiş geçmiş onca hükümetin bir cesaret kaldıramadığı şu meşhur dokunulmazlık. İşte o dokunulmazlık, başbakanı bu kadar sivri dilli yapıyor. En sonunda da "kötü söz sahibinindir" demez mi, bu küçükken oynadığımız "çelik ayna" oyununu hatırlatıyor bana. Hüzünle gülüyorum ama gözlerim yaşlı. Nerede halkına "yüce Türk milleti" diye hitap eden, "Türk milleti asildir, Türk milleti zekidir ....." diye hitap eden Atatürk, nerede Erdoğan? Bu iki "lider" arasındaki "on" farktan biri de bu hitabet işte.... 

Kendisinden en büyük ricam, tüm egosunu bir kenara bırakıp Gezi'ye gitmesi, oraları kendi gözüyle görüp, o sevmediği-benimsemediği-istemediği insanlarla sohbet etmesi ve olaylar çığrından çıkmadan bir orta yol bulması. Kimsenin gözü onun iktidarında değil. Emin olun bugün seçim olsa kime oy vereceğiz? Hepimiz biliyoruz ki gelen gideni, giden geleni aratıyor. Olansa bizlere, çocuklarımıza ve torunlarımıza oluyor. Hiçbirimiz kötü koşullarda yaşamayı hak etmiyoruz....

Aydınlık ve güzel günler diliyorum hepimize.....


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Zirve100 Site istatistikleri
Zirve100 Sayac